Friday 13 May 2011

Umudunu yitirmek

Bugun umudumu tamamiyle yitirdigimi hissettim hem de tamamen...Son zamanlarda umudumumu kiran bir cok sey olmasina ragmen yine de kucuk umut parcaciklari vardi..Ama bugun kalan son umudumu da yitirdim...Bekledim, gunun sonuna kadar..Birsey olur, boyle bitemez gunum dedim,,ama olmadi..oylece sondu butun umutlarim gunun bitmesiyle..Gecen 5-6 aydir cokca yasadigim bir surec bu aslinda..Umudunu kaybetmek,dibe vurmak ,sonra yavas yavas iyilesmek, enerjini toplayip yeniden baslamaya calismak...Ama bugun geriye donup baktim 8 aydir yapiyordum bunu,,,Gozumde o kadar buyudu ki...8 aydir icimde umut yesertip durdum...Elimden geleni yapmaya calistim..En azindan aradim...Istedim...Dua ettim cok..Cok istedim..Kendim icin degil..O'nun icin...Bizim icin...Ama olmadi..Neden?Bir kac ay oncesine kadar bir cok sebep siraliyordum, sucu hep kendimde buluyordum..Sunu yapsam olurdu,boyle desem olurdu diye kendime cok kizdigim zamanlar oldu..Ama sonra hep bir baska firsat cikti hemen arkasindan,bir onceki icin uzulmedim bile...Ama yoruldugumu hissediyorum...Hem de cok..Umut etmekten yoruldum..Bastan baslamaktan yoruldum..Ama caresiz oldugumu hissediyorum..Cok caresizim hem de..Annemin ve babamin inatci kiziydim, kucuktum o zamanlar..Kizinca sinirlenir cikar giderdim, butun dunyadan keserdim baglantimi, cekilirdim bir koseye..Herkesten ve herseyden uzaga ve kendimi dinlerdim..Mecbur oldugumu hissetmemistim hicbirzaman icin hicbirseye..Mecbur olma duygusunu sevmem...Nefsime cok agir gelir birseye mecbur oldugumu bilmek..Nefsime cok agir gelir..Bugune kadar egitim hayatimda ders yapma ve sinava calisma gibi basit seyler konusundaki mecburiyetten dolayi benden beklenenleri yerine getirme noktasinda nefsime agir gelse de yaptim gerekenleri..Bunun disinda yapmadim..Hele boyle bir konuda..Kacmayi severim..Canimi sikan konulardan,kisilerden..Farkli yollar denerim..Eger bir kisiden kacmak istiyorsam yuzyuzeyken yok sayarim onu..Birseyden kacmak istiyorsam onu da yok sayarim..Mecbur olmayi sevmem...Mecbur oldugum icin bir seyi yapmayi bir kisiyle gorusmeyi sevmem..
Simdiyse mecburum,,mecbur hissediyorum kendimi...Bu sefer kacamam..Cunku annemin babamin o inatci kizi degilim artik..Tek basima olsam kacardim, ustunden gecer giderdim..Ama kendim kadar dusundugum biri var artik hayatimda..Her defasinda onun icin tekrar baslamam gerektigini dusunuyorum..Onun icin...
Bazen o kadar cok istiyorum, o kadar cok dua ediyorum..Olmayinca neden diyorum..Neden? Artik sebeplere de takilmiyorum..Rabbim isterse olur diyorum..Rabbim bu kadar isteyen bir kuluna merhamet edersin diyorum..Cunku artik bu imtihani kaldiramamaktan korkuyorum..Korkuyorum hem de cok...Haddi asmaktan korkuyorum,kendimden korkuyorum..O yuzden Rabbimin merhametine siginmak istiyorum,,,O'na siginiyorum...O'ndan yardim bekliyorum...

Nimetlerin Farkina Varmak

Yillar once arkadasim Ozlem kotu bir trafik kazasindan sonra sol tarafi uzun sure felcli kaldigi icin sol avucunu kullanamiyordu. Dolayisiyla, iki avucuna su doldurup yuzunu yikayamaz hale gelmisti. "Ilk defa su anda farkediyorum iki elimle yuzumu yikayabilmemin bir nimet oldugunu demisti ve iki elimle yuzumu yikamayi cok ozledim". O zaman ben de "acaba kac defa iki elimle yuzumu yikayabildigim icin sukrediyorum"diye sormustum kendime. Aslina bakarsan, o zamana kadar onun bir nimet oldugunu bile anlamamistim.Nimetlerin farkina varabilmemiz icin o nimetlerden mahrum kalmamiz gerekiyor galiba.

Yine yillar once bulasik makinasinin fuzuli ya da ev esyalari arasinda olmazsa olmazlarin arasinda olmadigini dusunuyordum. Yillar sonra, son bir kac yildir, bulasik makinasinin nimet oldugunu anladim. Arabanin olusunun cok buyuk nimet oldugunu anladim bir de..

Cok yakin zamanda cok kucuk de olsa bir nimetin daha farkina vardim. "Ince belli cay bardagi" ... Ince belli cay bardaginin tanesi ne kadara alinir bilmem. Benim dogup buyudugum memlekette sade cay bardaklari hic revacta degil simdi, ya altin yazli ya da suslu cay bardaklari talep goruyor. Oyleki sade, islemesiz cay bardaklari kullanimdan kalkmak uzere. Uzun sure porselen bardaklarinda cay ictikten daha dogrusu icmeye calistiktan sonra ince belli cay bardagi bulabilmenin, ve cayin keyfini cikara cikara cayimi icmeyi ozlemistim. Cay bardagi bulunca cok sevindim. Artik uzun suredir mahrum oldugum bir zevkin tadini yeniden cikarabilecektim.

Neden nimetleri kaybetmem gerekiyor anlamam icin? Yoksa bu yasadigim imtihan hayatimda hic farkina varmadigim sukrunu etmedigim nimetlerin kiymetini bilmem icin mi? Kimbilir bugune kadar ne kadar nimet verildi de ben onlarin farkina bile varmadim, onlari sadece kendi heveslerime hizmet edip kullandim. Kimbilir su an hayatimda farkina varmadigim ancak belki kaybedince anlayabilecegim nimetler var..

Nimetlerin farkina onlari kaybetmeden nasil varabilir insan bunun formulu var mi?

Su anda basimi sokacak bir evim varsa ve sagligim sihhatim yerindeyse  dunyadaki yasayan diger bir cok insandan daha cok nimet var elimde demektir. Onemli olan nimetleri kaybetmeden bilmek ve onlar icin sukretmek. Kaybettikten sonrasi cok zor..Zor bir imtihan.. Nimetlerin icinde yasadigini bilmemenin verdigi pismanligin yani sira onlari kaybetmenin vermis oldugu bir aci da var. Ustelik seytanin yaklasmasiyla isyana kadar goturebilir bu Allah korusun. O yuzden nimetleri kaybetmeden onlarin farkina varmak ve sukretmek gerek. Bilmek gerekki nimetleri veren Rabbimiz merhamet sahibidir ve farkina varmadigim nice nimetlerle cevirmistir etrafimi da benim kor gozum gormuyordur..

Allah nimetleri kaybetmeden onlarin farkina varabilen ve onlar icin Onlari gonderen Zat'a sukredenlerden eylesin ve seytanin serrinden korusun.
Amin.

Saklanmak istiyorum cocukluguma

Hani cocukken birseylerden kactigimiz zaman saklandigimiz gizli koselerimiz olur ya...buyudukten sonra da yeni 'saklanacak' yerler kesfediyormus, kuruyormusuz...Ne zaman bu dunyadan, icindekilerden, dusunduklerimizden, ruhumuzdan, bedenimizden, kendimizden saklanmak istesek gittigimiz, kendimizi gizledigimiz, saklandigimiz bi yerler kuruyoruz kendimizi...Ilk aklimiza gelen yer orasi oluyor hep ne zaman kacmak istesek...Peki ya orasi eriselemeyecek kadar uzaktaysa...en yakin mesafe 24 saatse...

Oyle bir yer kurmusum ki kendime, bir zamanlar bana o kadar yakin simdiyse o kadar uzak ki,,,ancak gozlerimi kapatip hayal ediyorum orada olmayi,,,Ya da bana orada oldugumu hissettiren tek seyi yapiyorum...O'nu dinlemek..Farid Farjad'i dinlemek...Farid Farjad, herseyden ve kendimden kactikca beni o gizli kosemde oldugumu gozlerimi kapattigimda hissettiren kisi...

Gizli kosem Uskudar'da...Evimin cok yakininda..O kadar yakininda ki...tepeden izlerken Bogaz'i, gemileri, bir kac yuz metre asagidaki insanlarin kosusturmacasini izlerken kendimi onlara o kadar yakinda bir o kadar da uzakta hissettiren yer...Oradayken sanki bu dunyanin kosturmacasinda, butun dertlerinden, dusuncelerimin ve ruhumun agirligindan, kendimden kactigimi hissederdim...Oyle hissederdim ki kendimden kacmisim, ve orada o tepede sadece izliyorum...Sadece izliyorum ve Ben'den uzaklasip gecmisten, gelecekten kacip sadece An'i yasiyorum...An'i hissediyorum...Ruhumu dinlendiriyorum...

Ayaklarimi sallandirirken o tepecikten asagiya mavi denizi ve gokyuzunu gorup icim aciliyor...Agaclarin arasindan goruyorum Besiktasa, Eminonune, Karakoye gidip gelen vapurlari,,vapurlardaki insanlari...yoldan gecen arabalari, ve arabadaki insanlari,,,hava karardikca telas artiyor sehirde ama ben hep ayniyim orda...ben hep uzaktayim o kadar yakindayken...

Elimde Busram'la Bim'den aldigimiz Narli gazozum ve Penguen'in karisik cekirdegi olurdu...Ikimizde konusmaz oylece susar ve izlerdik o telasi...Ruhlarimizi dinlendirirdik...Sustukca konusurduk, sustukca dertlerimizi anlatirdik belki de,,,ama dile gelen birsey olmazdi...Ama hafiflerdik, arinirdik...gizlendigimiz o tepecik bizi arindirirdi gecmisin agirligindan, gelecegin sikintilarindan, ve simdiki zamanin sorumluluklarindan...

O tepecikten iner inmez o kalabaligin arasinda kaybolacak insanlardan biri olacaktik ama umrumuzda degildi,,,o An dusunmezdik ne gecmisi ne gelecegi,,,unuturduk zamani...

Kendimden kacmak istedigim zamanlarda ilk aklima gelen yer orasi...Oraya gideyim istiyorum,,,oraya gidip o mavi gokyuzune ve denize bakip ruhumu arindirayim istiyorum...Ruhumu hafifletmek, kendimden kacmak istiyorum...Ama yapamiyorum...O kadar uzaktayim ki...Bana orada oldugumu az da olsa hissettiren Farid Farjad dinliyorum boyle zamanlarda...

Aglamak isteyip de aglayamadigim, haykirmak isteyip de haykiramadigim zamanlarda O'nun kemanindan dokulen nagmeler dokuluyor icimde bi yerlerde ve ben dinledikce o nagmeleri icimi bosaltiyorum,,Haykiriyorum, Agliyorum,,,dokuyorum icimde ne varsa,soyluyorum icimden gecenleri,,,Ama kimse duymuyor beni...Boylece gizli bir An yasiyorum, kimsenin bilmedigi kimseye anlatmadigim, ama cok seyi anlattigim bir An yasiyorum ve bunu (Allah'tan baska) kimse bilmiyor...

Saklanmak istiyorum tipki cocuklugumuzda saklandigimiz o koselere kosa kosa gider gibi oraya kosarak gidip , herseyden ve kendimden kacip saklanmak istiyorum...Oraya gitmek istiyorum...Nefes almak istiyorum tipki orada nefes aldigim gibi...

Evime de gitmek istiyorum...Evim,,,Uskudarin hem gobeginde hem de oyle gizli bir yerinde ki...Gece olup odamdan gorunen o sokak lambalarinin aydinlattigi arnavut kaldirim tas sokaga bakmak istiyorum,...Biliyorum odam soguktu,,usurum,,,ama usumek istiyorum,,,o sokaga bakmak istiyorum...sonra seher vakti sokagimin basindaki o kucuk cami'den yukselenen evin icini dolduran Ezan sesiyle uyanmak istiyorum...

Sabah olup da kalabaliga karisip taksimi bastan sona adimlamak istiyorum, kalabaliga karistikca kendimi buldugum o sokakta saatlerce yurumek , kalabaliga karismak, kalabalikta kaybolmak, kayboldukca kendimi buldugumu o sokakta tekrar yurumek istiyorum,,,

Kendimden kacmak istiyorum, saklanmak istiyorum,,,

Gozumu kapatiyorum, melodiye kulak veriyorum, nagmelerde dokuyorum icimi aslinda duymuyormusunuz?